LENF DOLAÅžIM SÄ°STEMÄ°Â
Vücudumuzun bütün bölgelerini bir ağ gibi sarmış olan lenf sistemi oldukça önemli bir kanal yapısı olarak düşünülebilir. Bu kanallar atardamar ve toplardamarların bulunduğu her yerde onlara eşlik etmektedir. Atardamarla gelen oksijen ve besin maddeleri hücrelere verilirken karbondioksit ve hücrede oluşan metabolik artıklar toplardamar sistemi ile geri alınmaktadır. Ayrıca incebarsaklardan emilerek hücreler arasındaki boşluğu iletilen yağ asitleri paketlenerek şilomikron adını alan büyük moleküllere dönüşürler. Bununla birlikte bazı vitaminler, yağ molekülleri ve gliserol gibi büyük çaplı proteinler de kılcal toplardamarlara giremezler ve onlar da hücreler arasındaki boşluğa salınırlar. Bu alandaki lenf kanallarının çapı ve damar içerisine uzanan delikleri daha büyük olduğu için bahsettiğim bu büyük moleküllerin lenf damarı içerisine geçişi sağlanır. Bununla birlikte dış ortamdan dokulara sızan bazı bakteri ve mantarlar gibi enfeksiyon ajanları da hücreler arasındaki boşluğa geldiklerinde akyuvarlar gibi vücudun savunma hücrelerinin önemli bir kısmı kan yoluyla hızla buraya ulaşırlar. Tespit edilen mikropları yutarak hızla etkisiz hale getiren ve hacimleri büyüyen akyuvarlar, lenf kanallarına girerek lenf düğümlerine ulaşırlar ve yutmuş oldukları mikropların bu lenf düğümünde her an hazır olarak bekleyen özelleşmiş savunma hücreleri tarafından parçalanmasını sağlar.
LENF DÜĞÜMLERİ NE İŞE YARAR?
Lenf kanalları daha büyük toplayıcı lenf kanalları ile birleşerek lenf düşümlerine dökülürler. Lenf ağlarını birleştiren birer istasyon vazifesi gören bu lenf düğümlerinde süzülme işlemi ve savunma sisteminin önemli bir kısmı yer almaktadır. Vücuda zararlı olabilecek çeşitli bakteri, mantar ve bazı parazitlerin etkisiz hale getirildiği lenf düğümlerinden tekrar çıkarak ilerleyen lenf sıvısı karın boşluğu ve göğüs boşluğunda daha büyük istasyonlarda toplanarak sağ ve sol köprücük kemiği altındaki toplayıcı damarlara (subklavyen venler) dökülerek nihayetinde toplardamar sistemine ve oradan da kalbe ulaşmış olurlar. Tabii filtre edilerek. Atardamar, toplardamar ve lenf sistemi arasındaki bu etkileşim vücudumuzda kanın ulaşabildiği her yerde oluşmaktadır. Bu nedenle lenf sisteminin en çok bilinen hastalığı lenfödem de dahil olmak üzere lenfatik hastalıklar sadece bacaklarda değil, kollara, ellerde, yüzde, boyunda, kısacası vücudumuzun her bölesinde karşımıza çıkabilir. Genel olarak lenf sisteminin içeriği, anatomisi ve fizyolojisi vücudumuzun hemen her bölgesinde benzer özelliklerde olması nedeniyle, önerilen tedaviler her bölgeye uyarlanabilir.
LENFÖDEM NEDİR?
Lenfödem, lenf kanallarının veya lenf düğümlerinin taşıdıkları lenf sıvısını toplardamar sistemine ulaÅŸtırmasındaki gecikme veya önlenmesi neticesinde, drenajı yapılamayan bölgenin ÅŸiÅŸliÄŸi ile karakterize bir dolaşım sistemi bozukluÄŸudur. Bu ÅŸekilde ayak parmaklarında ÅŸiÅŸlik, ayaklarda ÅŸiÅŸlik, bacaklarda ÅŸiÅŸlik gibi ÅŸikayetler yaygındır. Ancak bazen kolda ÅŸiÅŸme veya ellerde ÅŸiÅŸme veya el parmaklarında ÅŸiÅŸlik gibi bulgular da görülebilir. EÄŸer tutulan bölge boyun kısmını da içeriyorsa “yüzde ÅŸiÅŸlik” görülebilir. Lenfödemi bir dolaşım sorunu yani “damar tıkanması” ÅŸeklinde düşünmek yanlış olmaz. DoÄŸuÅŸtan veya sonradan kazanılabilen bu durum yaygın olarak meme, rahim, prostat gibi organlara yönelik kanser cerrahisiyle ya da travma veya çeÅŸitli paraziter hastalıklarla ortaya çıkabilmektedir. Kanser cerrahisi nedeniyle koltukaltındaki veya kasıklardaki lenf düğümleri de alınan veya bu bölgelere radyoterapi uygulanan hastaların yaklaşık %50’sinde lenfödem görülebilmektedir. Daha nadir karşılaşılan doÄŸumsal lenfödem durumunda ise lenf kanallarının veya lenf düğümlerinin bir kısmı veya tamamı oluÅŸmamış, geliÅŸmemiÅŸ ya da fonksiyon göremez ÅŸekilde dizilmiÅŸlerdir.
Vücudumuzda çeşitli enfeksiyon veya kodları bozulmuş hücrelere karşı yapılması gereken savunma sisitemi, yani bağışıklık sisteminin erken haber alma sistemi olarak da tanımlayabileceğimiz lenf sistemi aynı zamanda hücresel artıkların, hücrelerin arasındaki boşluktan uzaklaştırılarak kan yoluyla karaciğere taşınmasına ve orada parçalanmasına da yardım etmektedir. Bu nedenle az bilinen ama diğer tüm sistemler kadar önemli olan lenf sisteminin anlaşılması ve hastalıklarının erken tanınmasının tedavide önemi büyüktür.
LENFÖDEM GÖRÜLME SIKLIĞI NEDEN ARTIYOR?
Lenfödem teşhisi günümüzde, eskisine oranla çok daha sık konulmakta ve hastaların tedavisi düzenlenmektedir. Bu durum üzerinde etkili olan faktörler:
- obezite oranının günümüz toplumlarında giderek artması
- Çeşitli kanserlere yönelik radyoterapi yönteminin kullanımının artması
- İnsan ömrünün uzaması
- Meme kanseri gibi hastalıklar sonrasında yaşam süresinin giderek artması
- İnsanlarda lenfödem farkındalığının artması
Bir yanıt yazın